top of page

Eşik Yazıları: Yamalar ve Eşikler - İnsanlığın Varoluş Krizi I

  • Yazarın fotoğrafı: Can Ezgin
    Can Ezgin
  • 2 Haz
  • 2 dakikada okunur

Yamaların Çürüyen Kumaşı: İnsanlık Tarihinde Kriz ve Çözüm 


1. Giriş Yazısı: "Rota Var..."


İnsanlık tarihi, krizlerle dolu bir zaman çizgisi gibi okunabilir. Her büyük kriz—ister savaş, ister ekonomik çöküş ya da çevresel felaket olsun—beraberinde bir değişim talebi getirir. Ancak bu taleplerin çoğu zaman radikal dönüşümlerle değil, mevcut düzeni ayakta tutacak "pragmatik geçici çözümler" ile karşılandığını görürüz.


Yamaların Doğası:


Yamalar, sistemi bir süre daha işler kılmak için yapılır. Fakat temel sorunu çözmez; yalnızca görünür hale gelmesini geciktirir. Tıpkı bir binanın çatlayan kolonuna sıva çekmek gibi. O kolon, bir gün tüm yapının çökmesine neden olabilir.


Geçmişte Ne Oldu?


  • Roma’nın Çöküşü: Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ekonomik krizler, yozlaşma ve dış tehditler artarken reformlar hep yüzeyde kaldı. Esas sorunlar ertelendi; çöküş ise kaçınılmaz hale geldi.

  • Sanayi Devrimi Sonrası: Kapitalizmin erken döneminde ortaya çıkan işçi sınıfı tepkileri bastırılmak yerine sosyal haklar ve sendikalarla “yamalı” bir şekilde yönetildi. Ancak bu, sistemin daha eşit değil, daha sürdürülebilir bir sömürüye evrilmesine neden oldu.

  • 20. Yüzyıl Savaşları: İki büyük dünya savaşı sonrası kurulan kurumlar (Birleşmiş Milletler, IMF, Dünya Bankası) barışı koruma vaadiyle doğsa da, çoğunlukla statükoyu koruma görevini üstlendi.


Bugün Ne Oluyor?


  • Ekonomik krizlerde, merkez bankalarının piyasaya para pompalaması, yapısal sorunları çözmek yerine borçla yaşamayı normalleştiriyor.

  • İklim krizinde, karbon ticareti gibi yöntemler sistemin sürdürülebilir olduğu yanılsamasını yaratıyor, oysa topyekûn bir yaşam tarzı dönüşümüne ihtiyaç var.

  • Toplumsal krizlerde, yüzeysel temsiliyet reformları (örneğin kota sistemleri) derin eşitsizlikleri kamufle ediyor.


Peki Neden Radikal Değişim Olmuyor?


Çünkü radikal değişim, mevcut çıkar ilişkilerini sarsar. Devletler, şirketler ve bireyler, alıştıkları güç dengelerinin değişmesinden korkar. Bu nedenle çözüm yerine "erteleme", değişim yerine "tadilat" tercih edilir. Devrim yerine restorasyon yapılır.


Yeni Bir Paradigma Mümkün mü?


Elbette. Ancak bu, kriz anında değil, kriz öncesinde yapılan hazırlıklarla mümkündür. Bugün yapılması gereken, yalnızca sistemi yama yaparak sürdürmek değil, yeni bir yaşam anlayışı ve etik sistem üzerine düşünmektir.


"Yama yapılmış eski bir dünya yerine, yeniden dokunmuş bir insanlık hayal edebilir miyiz?"


Can Ezgin

Telif  Hakkı Saklıdır 

Yorumlar


 En İyi Hikayeler

bottom of page