top of page
Yazılarım


Uzaklaşır
Sorularını kendine sormaya başladığında, cevaplar yüreğini kucaklar ve korkuların kanatlanır. İçinde biriken kaygılar ve belirsizlikler artık seni esir edemez.
26 Ağu1 dakikada okunur


Bölünmüşlük Seremonisi
Bazen, bu kafesin içinde yaşadığımızı unuturuz. Derin bir nefes alınca her şey bir araya gelir. Bizi geriye iter. Duvardan sızan bir ışık yoktur; o zifiri karanlık her köşeyi sarar. Varlığımız, sabit sınırlar içinde bir çırpınış gibidir.
25 Ağu1 dakikada okunur


İnsancıl Çocukluk I
Ayrıldığınızda yollarınız farklı yönlere doğru akıyor, hepsi bu. İnsancıl şeyler hissetmek ise sizin insan yanınızla, yani yaşam tarzınızla ilgilidir.
24 Ağu1 dakikada okunur


İnsancıl Çocukluk II
Ayrıldığınızda yollarınız farklı yönlere doğru akıyor, hepsi bu. Bazen hayatın, bizi birbirinden ayıran yolları özenle değil, rastgele çizdiğini düşünürüz.
15 Ağu1 dakikada okunur


Gezginin Yürüyüşü ve Ritmi
Gezgin, gezgin olalı neyi arıyor olabilir? Kendimizde olmayanı arıyoruz. Öyleyse niçin evimizden uzaklarda yürüyoruz? Yüreği, sevgiyi yollarda bulmaya çalışıyor, gönlü de mucizeleri aradıkça keşfe çıkıyor.
8 Ağu1 dakikada okunur


İzlek İzi
Bir gün, o yorgunluk hissi dönüştüğünde, belki Albatros gibi gökyüzünü keşfe çıkacağım. Ama bilinmesi gereken bir şey var: Ben, yeryüzünü tanımış bir Albatros’um.
6 Ağu1 dakikada okunur


Portakal Işığı 2049
Blade Runner 2049’un çöl sahnelerinde, özellikle de Deckard’ın yaşadığı terk edilmiş Las Vegas’ta yoğun biçimde kullanılan o kavrulmuş turuncu renk tonu…
"Gerçek olanı hatırlamak mı, yoksa hissedebilmek mi?"
16 Tem2 dakikada okunur


Varlığın Sesi ve Sureti
Zamanın ve varlığın doğası, aslında daha derin ve bizim kavrayamayacağımız ölçekte bilinçli bir yapıya sahiptir. Bu düzeyde, sadece...
9 Tem2 dakikada okunur


Distopya mı? Ütopya mı?
Dünya, hiç olmadığı kadar hızlı bir dönüşüm geçiriyor ve bizler, bu değişen dünyaya ayak uydurmak zorunda kalıyoruz. Özellikle Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşlarının etkisi, sadece bu iki devin ekonomilerini değil, tüm gezegeni sarıyor. Gümrük vergilerinin arttığı, sınırların giderek daha da katılaştığı bu ortamda küresel tedarik zincirleri bozuluyor. Büyük şirketler, kazançlarını koruyabilmek adına işçi çıkarmaya ve üretimi kısıtlamaya başlıyor. İnsanlar, alım güçlerini
4 Tem3 dakikada okunur


Eşik Yazıları: Doğayı Tüketen Zihin - Ekonomik Sistem ve Ekolojik Yıkım II
İnsan, doğayla olan kadim bağını ne zaman kaybetti? Belki ormanda yitirdiği ilk patikada, belki de gökyüzünü ilk kez bir reklam panosunun arkasında gördüğünde. Artık doğa, yalnızca bir “fon” gibi duruyor arkamızda; özçekim (selfie) çekerken, projeler planlarken, inşa ederken, yıkarken… Ne kadar sessizse, o kadar kolay unutuluyor. Ama doğa susmuyor artık.
1 Tem2 dakikada okunur


Eşik Yazıları: Doğayı Tüketen Zihin - Ekonomik Sistem ve Ekolojik Yıkım I
Doğa artık bir “kaynak” değil, bir alarm çanı. Gezegenin sınırları zorlandı; okyanuslar plastikle doldu, ormanlar rant projelerine teslim edildi, canlı türleri sessizce yok oldu. Ancak daha çarpıcısı şu: Bütün bu yıkıma rağmen hâlâ doğayı bir “pazar nesnesi” gibi algılıyoruz.
1 Tem2 dakikada okunur


Eşik Yazıları: Yamalarla Yaşamak - Çöküşü Geciktiren Sistem III
İnsanlık tarihi boyunca karşılaştığımız büyük krizler, çoğu zaman radikal dönüşümlerin değil, geçici çözümlerin habercisi oldu. Değişim talepleri, statükonun çeperinde dolaştı; köklü müdahaleler yerine sistemin kendi çöküşünü geciktiren tedbirler devreye sokuldu. Bugün geldiğimiz noktada, bu kısır döngü daha da belirgin: Kapitalist sistemin neden olduğu sosyal eşitsizlikler, çevresel felaketler ve ekonomik krizler, kalıcı ve bütünsel çözümleri zorunlu kılıyor. Devletler ve şi
17 Haz2 dakikada okunur
bottom of page