Uygarlığın Yolundaki İnsan
- Can Ezgin
- 12 Eki 2024
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Oca
Güvensizlikle birlikte açığa çıkan aksaklıklar bireyi birey olmaktan çıkarır. Kendisine ve çevresine hızla yabancılaşma sürecine kayıtsızca itilerek toplum içinde yalnızlığa mahkûm edilir. Kişi, bu mahkûmiyetinin farkında dahi olmadan kendi gücünden hayatı boyunca habersiz bırakılarak maddi ve manevi yıkımlara uğratılır.
Doğru davranışların, insanda uyumlu yaratımların ortaya çıkabilmesi için her şeyden önce kişinin bugüne kadar kimlerle çalışarak ürettiğini enine boyuna araştırıp sorgulaması gerekir. Belki de günümüzde birey sorunu bu tarz soruların içinde yatıyordur. Bu doğrultuda uygarlık adına amacımız, kendiliğinden şekil alan özgür bireylere, bu bağlamda düşünen beyinlere, inançlı yüreklere ve bunlarla beraber bu oluşumları meydana getirecek çalışmaların uzantısında aydınlık toplumlar ile benliğinden haberdar özgür bir dünyaya yönelmektir.
Bundan sonra uygarlık yolunda emin adımlarla ilerlerken umudumuzu en temel gerçek ile alevlendirmeliyiz. Umut ateşimizin kaynağı, bu muhteşem doğanın özünde kirli işe yaramaz hiçbir şey yoktur gerçeğini özümsemekten geçer. Sizce de bu gerçeğe rağmen biz insanlar hala uykumuzda tatlı tatlı sayıklıyor muyuz? Yoksa durduğumuz yerde mi sayıyoruz? Doğanın özünü görmezden mi geliyoruz? Bu yaşadıklarımızdan dolayı gerçek sorumlular bizler olmayabiliriz. Kim bilir, yolumuzun önünde dikilip duran gerçekleri görmemizi engelleyen engeller vardır.
Olumsuz yaşam koşullarımızla birlikte kişisel irademizin ve bilincimizin sömürülmesiyle umut etmek mi kalıyor sadece yüreğimizde? Her şey özünde temizdir, saftır demiştik. O halde bu zifiri karanlıklardan cesaretimizin kırılmasına izin vermeden, o muhteşem doğaya dönmeyi başardıkça, topluluklar arasında bilinç düzeyi gelişmiş bireylerle uygarlığın dönemeçli yollarında günü geldiğinde bir gün karşılaşabiliriz.
Can Ezgin
Telif Hakkı Saklıdır.
Yorumlar